Ortalama bir yaşam
süresinin sağlıklı geçen üçte bir
kısmının sonlarındayım. Tüm çocukluğum boyunca her kuytu köşede aradığım dört
yapraklı yoncanın, artık aramayı bıraktığım dördüncü yaprağını saymazsak geriye
iki yaprağım kaldı diyebiliriz mesela. Dördüncü yaprak bana ne vaat ediyordu
bilmiyorum ama o zaman için ilave bir çeyrek asır değildi. Geleceğim, el
yazımla doldurabileceğim boş bir levhaydı, sonunu göremediğim uzun bir yoldu ne
de olsa. Hiç kırılmamış, dokunulmamış, yollarında bitmek bilmeyen yol
çalışmaları başlamamış. Beni de, trafiğin diğerlerini de İstanbul misali yola çıktığına
pişman etmemiş ve daha önemlisi, ‘’her geçen gün daha kalabalık ve çekilmez’’
olduğu henüz tartışmalara dahil edilmemiş.
Bir şeyler yazıldı, bir
şeyler çizildi. Çeşit çeşit halet-i ruhiyye hakim kılındı. Ama her seferinde
levha büyüdü, uzayda yeni bir boyut kazandı. Levhanın boşlukta ne kadar ve
nasıl bir yolu olduğu, asırlarca merak edildi.
Kara henüz görünmüyor benim açımdan. Fakat
geriye bakıyorum da, ayrıldığım liman henüz görüş alanımdan çıkmamış. Bu yolculuğun
ilk yaprağı diğerlerine baskınlığını ispat ediyor. Ben de kendimle önemli bir
yeteneğimi tartışıyorum, öğrenilebilinenlerden biri.
‘’Dinlemek’’
Dinleyebilmek, -ebilmek,
çünkü hakikaten ancak edinilebilir bir meziyet. Mahzur isminde birini tanıdım.
Aslında adını öğrenecek kadar uzun bir temasımız olmadığı ve isimlendirmeye pek
meraklı olduğum için bu ismi ona ben verdim, bunu da benden başka bilen yok
haliyle. Önemsiz bir yer ve zamanda kolumdan tutup beni kendisine çeviren, yol
kenarında dilenen yoksul bir adamdı. Geride bıraktığı en azından iki çeyrekliği
vardı. Aklı başında sayılmayacak bir müptezeldi, bir de temas etmişti ve
öfkelendirmişti beni. Sadece bir lira istedi, ben de vermedim. Uzaklaştım,
uzaklaşırken de aslında istediğinin sadece bir lira olmadığı gibi bir hissiyata
kapıldım. ''Ah yufka yüreğim'' diye diye geri döndüm, bulamadım, ''düz yolda göğe mi
yükseldin be adam'' diye hayıflana hayıflana oturup bir sigara içtim. Yaklaşık
otuz dakika boyunca eylemlerim ve ben konuştuk. Bildiğim şeyleri tekrar edip
durduğumu farkettim. Belki de tek şanslı on saniyemdi Mahzur, kendine özgü iki
çeyrekliği vardı başka kimsede olmayan. Belki gözlerinde, belki bir iki cümlesinde
bana sunmaya hazırdı. Kendi algımın tamamen dışında bir hayata dokunabilmek
için şanslı saniyelerdi. Reddettim. Bugün hala eksikliğini hissediyorum
bakmadığım gözlerinin ya da erken buruşmuş koyu renkli cildinin bende uyandıracağı hangi farkındalıktan
mahrum kaldığımı. Neyse ki, güzel başka bir şey öğrendim. Eh, Mahzur'a da
minnettar kaldım haliyle.
Bizden farklı bir algıya
sahip, düşünebilen bir varlığın dışa vurulan pek kıymetli tecrübeleri ve
şahsına münhasır yorumlarında, kim bilir bizim yüzlerce çeyreklikte
ulaşamayacağımız ne kıymetli öğretiler gizlidir. Öğrenmek için yaşamaktan çok
daha kolaydır dinlemek, daha büyüleyici olan ise bunların bize hangi şanslı
zaman diliminde ne şekilde sunulacağını bilemiyor oluşumuz değil midir aslında?
Yıllar önce kesiştiğim ve
tanımaya pek fırsatım olmamış bir adama dair bugün çarpıcı tek bir an
hatırlıyorum. Aylardan hangi aysa artık, birden bir yağmur iniverdi. Herkes
gibi biz de bir yere kaçana kadar ıslak saçlarımdan yüzüme akan suları, kapalı
bir yere sığınınca peçetesiyle siliyordu. Gözlerindeki boşluğu, yüzündeki anlamsız
gülümsemeyi dinledim. Bunun dışında hiç dinlememiş, hep konuşmuş olmalıyım ki;
hakkında bildiğim ve unutmadığım her şey samimiyetle dinlemiş olduğum o kısa ana
ait.
''Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?''
''Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?''
-Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna
Yorumlar
Yorum Gönder