Yeniköy, yaşamına dair uzunca dönemi Boğaz rüzgarının değdiği bir memlekette geçiren hemen herkesin vazgeçilmezidir zannediyorum. Lüksten bir adım uzak, samimiyete arşınlarca yakın. Benim için burayı vazgeçilmez kılanlardan en önde geleni elbette Yeniköy Emek Kafe'dir. 

Burada gerek dalgaların kıyıya çarpışına, gerek gemilerin uzun uzun haykırışlarına, gerek kuşların özgürlük naralarına kulak misafiri olurum mütemadiyen. Bugün daha farklı bir sese, aslında pek de huyum olmayan şekilde, kulak verdim bir yandan eşsiz boğazı fotoğraflarken.

Yan masamda şirin mi şirin iki kadın derince bir sohbete dalmıştı. Biri, diğerine hararetle üçüncü bir kişiden bahsediyordu. Anladığım kadarıyla konuşmacı kadının hayatına dahil olmak üzere idi bu er kişi. Hayatının çok da rayında olmayışından bipolar oluşuna kadar birçok şeyden sonra konu, adamın fikir dünyasına doğru evrildi. Pop-felsefik bir bakış açısı vardı. Bir anda bu cümlelerin bahsedilen adamın ağzından döküldüğünü düşünerek, ''her şeyler'' defterime notlarımı şu şekilde düştüm.

''Aslında içinde bulunduğumuz sevgi anlayışını terk etmeliyiz, nitekim romantik sevgi kişiler için son derece tehlikeli bir durum. Bir anne nasıl ki çocuğunu seviyor ve yürüdüğü yolda onu daha aktif kılmak üzere sabırla eğitim veriyor, işte ilişkilerde de taraflar bunu bu şekilde görmeli. Birer çocuk gibi, aslında çocukla yetişkin arasında da bu bağlamda pek fazla fark olmadığını söylemek yanlış değil. Eski Roma'da olduğu gibi. Bu dönemde sevgi, kişilerin bir arada birbirine çeşitli yetiler kazandırarak ileriye taşınmalarını kolaylaştıran bir platforma benzetilebilir.''

Kadın, bu düşünceleri kendi düşünceleriyle harmanlayabilmeyi başaramamış olacaktı ki, ses tonundaki yabancılık beni kısmen ele geçirdi. 

En nihayetinde farklı bir bakış açısıydı. Değerlendirmeye değer buldum. Bir gün bu yazımla bu iki kadından biri karşılaşacak olursa ve rahatsızlık duyarsa, şimdiden affola.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HEY CESUR YENİ DÜNYA Kİ İÇİNDE BÖYLE İNSANLAR VAR!